27 Şubat 2009 Cuma

SURİYEDEN GELİYORUZ



Türkiyeli aydın, yazar ve edebiyatçılar, iki ulusal yazar örgütü, Türkiye PEN Merkezi ve Türkiye Edebiyatçılar Derneği öncülüğünde, İsrail devletinin Filistin’e ve Gazze’ye saldırısını protesto etmek ve Filistin halkıyla dayanışmak amacıyla oluşturulan bir heyetle gittikleri Suriye’den döndüler.

Heyette, yalnızca yazar örgütleri üyeleri değil, SES, Eğitim-Sen, PSAKD, Tabipler Odası, Barış Meclisi, Halkevleri, KESK gibi demokratik kitle örgütü temsilcileri de yer aldılar.

Antakya’dan karayoluyla ve 28 kişilik bir otobüsle, 21 Ocak 2009 Çarşamba gecesi Suriye’ye giriş yapan heyetin, 22 Ocak 2009 Perşembe sabahı, Şam’da, ilk durağı, Arap Yazarlar Birliği oldu. Burada, Arap Yazarlar Birliği Başkanı Dr. Hüseyin Cuma ve diğer yönetim kurulu üyeleriyle görüşüldü.

Bu görüşmede, Arap Yazarlar Birliği Başkanı Dr. Hüseyin Cuma bir konuşma yaparak özetle şunları ifade etti: "Türkiye Edebiyatçılar Derneği ile dayanışma içerisinde olmaktan mutluyuz. Gazze vahşetini kınıyoruz. Siyonist İsrail, arkasına emperyalist ilişki içerisinde olduğu ABD'yi de alarak Gazze'de kadın, çocuk demeden 1.500'e yakın insanı katletmiştir. Uluslar arası belgelerle yasaklanan her türlü silah bu katliamda İsrail tarafından kullanılmıştır. Beyaz fosfor ve uranyum bombaları kullandıklarını itiraf etmişlerdir. Bu bombalardan kendi askerlerinin de yaralanmış olması bu itiraflara neden olmuştur. Katliam ile ilgili elimizde bir CD var ve en kısa sürede bunu size ileteceğiz. 10.11.1975'te BM tarafından yayınlanan 3373 nolu karar "Siyonizm ırkçılıktır" demektedir. Bu kararı tüm dünyaya anımsatmakta yarar vardır. BM'nin Siyonizm ile ilgili kararını dünyaya duyurma konusunda sizlerden yardım talep ediyoruz. İsrail bayrağı üzerindeki iki mavi çizgi Fırat ve Dicle'yi değil tüm Ortadoğu'yu içine alan sınırlardır ve İsrail'in Gazze'yi haritadan silme amacının arkasında bu sınırları Ortadoğu ile genişletme niyeti yatmaktadır."

Hüseyin Cuma sözlerine şöyle devam etti: "Bu katliama karşı sizlerden beklentilerimizden biri de gerek İsrail'e ve gerekse bu katliama kayıtsız kalıp bir anlamda destekleyen BM'ye karşı davalar açmanızdır.

Türkiye Edebiyatçılar Derneği adına Gökhan Cengizhan bir konuşma yaptı ve konuşmasında özetle şunları söyledi; "İsrail'in Gazze işgalini ve katliamı kınıyoruz. Sizlere desteğimizi sunmak, Türkiye halkının tepkisini iletmek için buradayız. Kuneytra'yı ve Golan'ı gezip savaş hakkında bilgi sahibi olmak istedik. İsrail 1967 yılında, 1200 kilometrekare Suriye toprağını işgal edip, 1973 yılında Kuneytra'yı yerle bir ederek geri çekildi. Ancak biz biliyoruz ki, halen işgal altındaki Golan'ın diğer yerleşim yerlerinden çekilmedikçe bu sorunun çözülmesi mümkün değildir."

Gezi, bu ziyaretten itibaren, El Cezire TV, Suriye TV, İran ve Lübnan El Alem TV kanalları tarafından, baştan sona görüntülendi.

Suriyeli ve sürgündeki Filistinli gazeteci-yazar örgütleriyle birlikte, İsrail sınırındaki Kuneytra kasabasına gidilerek, İsrail devletinin uyguladığı soykırım politikası lanetlendi. Suriye-İsrail-Filistin ortak sınırında, “sıfır” noktasındaki Golan tepelerinde, kimi katılımcılar, İsrail’e sembolik taşlar fırlatmayı da ihmal etmedi.

BM gözetimindeki bu bölgeye, daha önceden alınan “özel” izinle girildiğini de belirtelim. Sınırın, Suriye tarafında bulunan “barış bahçesi”ne, birer zeytin fidanı dikilerek, Suriye ve Filistin halklarına yönelik dayanışma duyguları somutlaştırıldı.

Kuneytra valisi Riyad Hicap tarafından da kabul edilen heyete, bölgenin özgürlük mücadelesini simgeleyen bir plaket verildi. Vali Riyad Hicab şunları söyledi; "Heyetinizin burada olmasından ve Türkiye halkının bizlere vermiş olduğu destekten memnunuz. Türkiye halkı bu süreçte bizlere bazı Arap halklarından çok daha fazla destek vermiştir. Türkiye - Suriye ve Filistin halkları arasındaki ilişkilerin daha fazla geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bizler burada sizlere İsrail vahşetini göstereceğiz. 1967-1973 arası İsrail buralarda neler yaptıysa çok benzerini bugün Gazze'de yapmıştır. Kuneytra şu an 510 bin nüfusu olan bir ildir. Şu an İsrail işgali altındaki Golan tepesinde 5 köy ve 30 bin civarında bir nüfus bulunmaktadır. 1967 yılında İsrail buraları işgal ettiğinde 153 bin nüfusa sahiptik ve 240 köyümüz yerle bir edildi. Bu köylerde
yaşayanların hemen tümü göçe zorlandı ve ülkelerini terk ettiler. Göç edenlerin yerlerine Golan'da Yahudi yerleşim yerleri kuruldu.”

Aynı gün, akşam saatlerinde, Şam’da bulunan, Muhayyem Yerduk Filistin mülteci mahallesine gidildi ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin (FHKC) Cafra Gençlik Merkezi’ni ziyaret edildi. Burada, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi politbüro üyesi, dış ilişkiler şefi Ebu Ahmet Fuad ve Filistinli Gazeteciler-Yazarlar Birliği Başkan Yardımcısı Tahsin Halebi ile görüşüldü.

Ebu Ahmet Fuad bir konuşma yaptı ve konuşmasında özetle şunları söyledi; "Heyetinizin bizleri ziyareti önemli bir girişimdir. Türkiye halkını ve heyetinizi Filistin halkı, Halk Partisi ve FHKC adına selamlıyor, teşekkürlerimi sunuyorum. Türkiye Hükümeti, İsrail ve ABD yanlısı tutum izlerken Türkiye solunun bizlere verdiği destek çok önemlidir. Filistin'de ve Gazze'de sol güçler önemli bir konuma sahiptir ve son işgal sırasında Gazze'de islami güçlerle birlikte savaşmıştır. Sorun İsrail ve Hamas arasında değildir. İsrail tarafından saldırıyı meşru göstermek için bu propaganda yapılmaktadır. Oysa bu barbar saldırı tüm Filistin halkını hedef almıştır. Biz sol
güçler tüm Filistinlilerin bu emperyalist güce karşı birlikte savaşmamız gerektiğini düşünüyoruz. Gazze'de Filistinliler, yurtseverler, sol, İslami güçler hep birlikte savaştık. Gazze halkı da İslami güçler ile sol güçlerin bu birlikteliğine önemli bir destek verdi. Dünya da sessiz kalmadı ve bu anlamda heyetiniz nezdinde tüm Türkiye halkını bize verdiği destek nedeniyle selamlıyorum.

Bugünkü direnişimiz yıllarca hafızalardan silinmeyecek. Gazze'nin yarısı yıkıldı. Çok sayıda kadın ve çocuk hala enkaz altında. Ama direniş sürecek. Bu direniş bağımsız Filistin devleti kurulana ve sürgündeki Filistinliler geri dönene dek durmayacak. Filistinli örgütlerin arasındaki ayrılıklar bu savaşın nedenlerinden birisidir. İsrail bu ayrılığı iyi kullanmıştır. Bu anlamda Filistinli güçler olarak birlikte davranmak için mücadele etmek zorundayız. Gazze
saldırısı ile Siyonistler Filistinlilere diz çöktüreceklerini sandılar ama başaramadılar. Biz zaferden umutluyuz ve kanımızın son damlasına kadar savaşma kararlılığındayız."

Heyet, geceyi Şam’da geçirdikten sonra, 23 Ocak 2009 Cuma günü, Halep üzerinden Antakya’ya dönüş yaptı.

İyi çalışmalar dileriz.

Gökhan Cengizhan
Edebiyatçılar Derneği Genel Başkanı


Heyetimizdeki yazarlar ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri:
Gökhan Cengizhan (Türkiye Edebiyatçılar Derneği Genel Başkanı)
Sabri Kuşkonmaz (Türkiye PEN Merkezi Genel Sekreteri)
Mustafa Köz (TYS 2. Başkanı)
Halil İbrahim Özcan (PEN Hapisteki Yazarlar Komitesi Başkanı)
Zeki Tombak (Tarih ve Toplum Bilimleri Enstitüsü Başkanı)
Halise Tekbaş (Çukurova Edebiyatçılar Derneği Başkanı, Evrim Gazetesi)
Murat Altunöz (Türkiye Edebiyatçılar Derneği Antakya Temsilcisi)
Dr. Mehmet Antmen (Adana – SES Şube Başkanı)
Güven Boğa (Adana - Eğitim-Sen Şube Başkanı)
Mehmet Güzel (Antakya Demokratik Kültür-Sanat Derneği, ATAK Dergisi)
Tülay Hatimoğulları /Antakya- Toplumsal Özgürlük Platformu)
Bereket Kar (Antakya- SEH)
Vedia Gülüm (Antakya - Eğitim-Sen)
Eylem Mansuroğlu (Antakya)
Mustafa Bağıçiçek (Adana - İHD)
Metin Çelik (Adana – Pir Sultan Abdal Derneği)
İsmail Bulca (Adana - Tabipler Odası)
Remzi Karabulut (Tarsus)
Hilal Aydın (Mersin)
Ali Rıza Kars (Ankara)
Şerife Yıldız (Gaziantep)
Yusuf Kaptan (Adana)
İkbal Kaynar (İstanbul)
Arzu Alır (Ankara)
Özgür Ovacık (Ankara)
Mesut Aşkın (İstanbul)
Süreyya Filiz (Adana)
Ruth Haerkoetter (Almanya)

Hiç yorum yok: