13 Mart 2009 Cuma

GÖKHAN CENGİZHAN YENİDEN GENEL BAŞKAN


Derneğimizin 15. Olağan Genel Kurulu, 22 - Şubat - 2009 Pazar günü, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Prof. Dr. Cemil Bilsel BüyükKonferans Salonu, Cebeci - Ankara adresinde yapıldı.

İki listenin seçime girdiği 15. Olağan Genel Kurulumuzda, Gökhan Cengizhan başkanlığındaki liste 102 üyenin oyunu, A. Kadir Paksoy başkanlığındaki liste 33 üyenin oyunu aldı.

Yeni yönetim organlarımız aşağıdaki gibi oluşturuldu.

YÜRÜTME KURULU
Gökhan Cengizhan (Genel Başkan)
Aysu Erden (Genel Başkan Yardımcısı)
Remzi Özmen (Genel Sekreter)
Ahmet Antmen (Genel Sekreter Yardımcısı)
A. Galip (Genel Sekreter Yardımcısı)
Ayça Nilüfer Bilgin (Genel Sekreter Yardımcısı)
Tekgül Arı (Genel Sayman)

GENEL YÖNETİM KURULU (Asil)
METİN TURAN, ŞABAN AKBABA (Bursa), ÖZGEN SEÇKİN, KEMAL İNAL, KORAY BARIŞ İNCİTMEZ, SELMA AĞABEYOĞLU, HASAN ÖZKILIÇ (İzmir), ALİ RIZA KARS, HASİBE AYTEN, AYDIN FINDIKOĞLU (Eskişehir ), MEHMET HAMEŞ (Mersin), ŞEBNEM SEMA TUNCEL (Adana), HALİL İBRAHİM ÖZCAN (İstanbul), FULYA BAYRAKTAR, CELAL İNAL, ÖMER EDİZ YORAZ.

GENEL YÖNETİM KURULU (Yedek)
ZEYNEP KURADA, MİNE HOŞCAN BİLGE, MURAT ÜMİT TELÖR, CENNET AYHAN, MEHMET SARSMAZ.

DENETLEME KURULU (Asil)
NEŞE ERSOY, FATİH KURA, ERTUĞRUL TÜRKOĞLU.

DENETLEME KURULU (Yedek)
S. ZEKİ TOMBAK, MAHMUT TURGUT, TURHAN FEYİZOĞLU.

ONUR KURULU (Asil)
MUSTAFA ŞERİF ONARAN, ÇETİN ÖNER, SURURİ BAYKAL.

ONUR KURULU (Yedek)
GÜLAY ARIKAN, GÜLTEKİN EREN, YAHYA TÜRKELİ.

8 Mart 2009 Pazar

GENEL BAŞKANIMIZ GÖKHAN CENGİZHAN'IN 15. GENEL KURULUMUZU AÇIŞ KONUŞMASI


Değerli üyelerimiz,
Edebiyatçılar Derneği’nin 15. Olağan Genel Kurulu’na hoş geldiniz.
Herkesi, saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Genel Sekreterimiz çalışma raporu’nu, Genel Saymanımız bilanço’yu, ayrıntılı bir biçimde sizlere sunacaklar.

Ben, bu konuşmamda, Edebiyatçılar Derneği’nin nasıl ve ne tür bir yazar örgütü olması gerektiği konusundaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü, sizlerden de kabul göreceğine inandığım bu düşüncelerin, örgütümüzün geleceği açısından ufuk ve yol açıcı olacağına inanıyorum.

Günümüz siyasal ortamının, edebiyat insanlarını da harekete geçmeye, aktif tutum almaya, müdahaleye ve benzeri operasyonel pratiklere zorladığı savı doğruysa da, alınacak bu operasyonel tavırlardan öte, tartışmamız gereken daha zorunlu sorunlarımız olduğu kanısındayım. Edebiyat ve siyaset ilişkisini kabasından tartışmak gibi!..

Öncelikle, edebiyatçıların kamusal olana, siyasal olana müdahalesinden ne anlamalıyız? Benim anladığım, edebiyatın “kendisi”nin başlı başına bir müdahale olduğudur; dolayısıyla, edebiyatçı da, olup biten her şeye müdahil biridir. Daha kestirmesi, kamusal olana, siyasal olana, “nasıl müdahale etmeli?” sorusu, edebiyatın kendi sorusu değildir, çünkü edebiyatın kendisi “nasıl”a geçerli bir yanıt olmalıdır. “Ne yapmalı?” gibi bir soruyu, her edebiyatçı, kendi yazdığı zeminde gene kendince yanıtlar. Daha başka “nasıl”ın yolu yöntemi, edebiyatın asli zemininin dışında bir arayışı açığa çıkartır.

Özeti, edebiyatçıların kamusal olana müdahalesi, edebiyatın kendi “olanak”larıyla, dün de, bugün de gündemde olan, hiç eskimeyen bir üretim düzeyidir; edebiyat, kendi mecrasında, kamusal olana, siyasal olana müdahaleyi sürdürüyor. Her şiir, her öykü, her roman, doğrudan bir müdahale değil midir? Edebiyatın, tek müdahale biçimi vardır, o da dilidir.

Daha önce, defalarca yaptığım bir saptamayı yinelemekte sakınca görmüyorum: Çoğu kez, edebiyatçının somut yaşantısıyla estetik yaşantısı birbirine karıştırılıyor. Bu iki tür “yaşantı” arasındaki çelişkilere bir açıklık getirilmek isteniyor. Edebiyatçıdan, somut ve estetik yaşantısıyla bir örnek olma zorundalığı bekleniyor. İlkin şu basit soruyu sormalıyız, kendimize: Edebiyatçı, somut bir özne’dir, diyebilir miyiz? Edebiyatçı, bir memur, bir işçi, bir öğretmen, bir mühendis, hatta bir siyasal parti üyesi olabilir! Böyle bir öznenin edebiyatçı olarak faaliyeti soyut bir nitelik taşır; bu yüzden de edebiyatçı, estetik üretimi nedeniyle soyutlanabilen “kategorik” bir özne’dir. Edebiyatçı özne, “memur”, “işçi”, “öğretmen”, “mühendis”, hatta “siyasal parti üyesi” kimliğiyle kamusal alanın içindedir; “yazar” kimliğiyle de, kamusal alanın dışındadır. Edebiyatçıyı, kendini bilerek dışlaştırdığı kamusal alana, üstelik gündelik siyaset üretmek adına yeniden çağırmak, ne kertede doğrudur?

Yukarıda saydığım mesleki kimliklerimizle, kamusal olana müdahale etmekle yükümlüyüz, birer yurttaş olarak!. Bu müdahaleyi, somut yaşantı alanımızda yapamıyorsak, estetik yaşantı alanımızda nasıl yapacağız? Parti’lerde, Sendika’larda, Oda’larda siyaset üretmiyorsak, her anlamda örgütten ve örgütlenmeden kaçıyorsak, elbette bu bir eksikliktir ve bu eksikliği bir edebiyat örgütü kapatamaz!

Edebiyatın, kamusal alanda “manevra” yeteneği olabilir mi? Lütfen, iyi düşünelim… Siyasal gündemin gerçek aktörlerince üretilen “manevra” biçimlerine bir göz attığımızda, şunlar belirtilebilir: Siyaseten “doğru”yu temsil ettiğini savlayan taraf, diğer tarafın “yanlış”ı temsil ettiğini savlar. Bu yolla, “doğru”nun “yanlış”la mücadelesi üzerine sayısız tez ve argüman çoğaltılabilir. Edebiyatın görevi, bu tez ve argümanlardan birine “taraf” olmak değildir. Bizler, edebiyatın görevinin, kamuya doğru ve ya yanlış olarak duyurulan şeyleri sorgulamak olduğuna inanırız. Edebiyat yoluyla gerçeği aramak, ama bunu yaparken, siyasal pratiğin tersine, gerçeği mutlak bir biçimde bulduğumuzu hiçbir koşulda öne sürmemek... Günümüzde, iki laf arasında aktarılan edebi tavır ve duruş bu olmalıdır. Edebi dilimizle, hiçbir hazır “yanıt”ın bulunmadığını, daha açığı, “yanıt”ların “soru”lardan daha kolay bulunabileceğini, ama “yanıt”ların “soru”lardan daha güvenilir ve emin olmadıklarını söyleyebiliriz. Ve bunu, ancak bizler, edebiyatçılar, üstümüze vazife görebiliriz!

Eğer siyaset, dünyaya ve hayata dair bir “yanıt”sa, edebiyat da bir “soru”dur. Bizleri, edebiyat üretmeye sevk eden biricik güç, belki de içten içe kuvvet, edebiyatın, herhangi bir “saf”ta yer almayı olanaksız kılan benzersizliğidir. Daha yerinde bir ifadeyle, o benzersiz dilidir.

Bütün dillerin hızla aşındırıldığı bir çağda, ancak edebiyatın özgün diline sığınabiliriz. Edebiyat, olup biten her şey hakkında, olabilecek her biçimde söz alan tüm sesleri duyabileceğimiz tek “metin”dir.

Ülke sorunları üzerine tavır koyan çok sayıda siyasal örgüt, yapı ve kadro buluyor; edebiyat, bu tür örgüt, yapı ve kadroların, doğrudan içinde yaşadığımız dünyayı ve hayatı etkileyen eylemlerinin, dahası dillerinin eleştirisiyle yükümlüdür. Edebiyat, her zeminde kullandığımız anonim dilin, adına edebiyat denilen bir “üst dil”le eleştirisidir. Öncelikle, bu asgari müşterekte birleşmeye ne dersiniz?

Hal böyleyken, edebiyatçıdan, bildik anlamda siyasal değil, tam tersine, bilinen anlamıyla siyasete müdahale edebilecek ahlaki bir yaklaşım beklenmelidir. Ülke sorunlarının ağırlığı ne düzeyde olursa olsun, “tek tip” bir siyasal tercihi, yazar örgütleri bünyesinde egemen kılmayı öngören yaklaşımlarla, bu genel kurulda hiç muhatap olmamayı tercih ederdim. Ancak, böylesi bir tercihe, tüm zamanları kapsayan geçerli bir yanıtın verilebileceğine inanıyorum: Edebiyat, politika adına vesayet kullanamaz. Kullanmamalıdır!

Eğer edebiyat, gündelik siyasetin araç ve gereçleriyle, söz ve tavır alacaksa, kendi kendini “tasfiye” ediyor demektir. Edebiyatçılar Derneği için, bu makus talihi mi arzu ediyor ve bekliyoruz? Söylemek bile fazla, siyasal tavırlar, yazar örgütleri bünyesinde çıplak bir biçimde alınamaz, ki çok açık bir gerekçeyle; siyasal tavır almanın düz biçimleri, edebiyatın özgül doğasına ve karakterine aykırıdır!.. Ek olarak, herhangi bir yazar örgütünün, siyasal gündeme etkisi, kendisi siyaset üreterek değil, günübirlik üretilen siyasetin eleştirisi üzerinden olabilir. Özetle, edebiyatçının toplumsal dinamikler tarafından beklenen tavrı, aslında, “kendisi için” siyasal olan edebi tavrıdır.

Edebiyatçılar Derneği yöneticileri ve üyeleri olarak, bütün bu sorunlarımızı, “samimi” bir yolla ve “art niyetsiz” olarak tartışabileceğimize inanmak istiyorum. Ancak, bu tartışmanın, yukarda belirttiğim can alıcı sorunları öteleyerek, dahası salt siyasal tavrı önceleyerek yapılmasının bize hiçbir yarar sağlamayacağına inanıyorum. Edebiyatçıların, kamusal olana müdahalesinin siyaseten yararlı biçimleri üzerinden bir gündem oluşturulacaksa, genel kurul süreçlerinde üyelere bu gündem dayatılacaksa, böylesi bir tartışmanın, çok kısa bir zamanda, emek ve zaman kaybıyla sonuçlanacağını peşinen söyleyebilirim. Tek bir nedenle; gündem belirleme koşullarında, siyasal tercihlerden vazgeçilemediği, tam tersine, bu siyasal tercihler giderek baskın bir hal alabildiği için..

Kendi payıma, sayısız bağımsız inisiyatif oluşturma ve ne yazık ki sonuçlandıramama deneyimi yaşadım. Böylesi inisiyatiflerde, şapkadan kolayca tavşan çıkmayacağını bilenlerdenim. Sonuçta, büyük umutlarla kurulan bir inisiyatifin bileşenlerinin, salt dayatılan siyasal tercihler nedeniyle, kalanlar ve gidenler olarak bölündüğüne, gitgide küçüldüğüne tanık olduğumu söyleyebilirim.

Ülkemizin siyasal atmosferi, deyim yerindeyse boz bulanık.. Bütün değerlerimizin altüst olduğu bir dönemden geçiyoruz. Şiddet olgusu, günümüzde, tüm sanal imgeleriyle, bilgisayarlarımıza, dolayısıyla odalarımıza kadar girdi. Şiddetin, daha doğrusu kaba güç kullanımının, eğlenceye ve tüketime dönüştüğü bir toplumda yaşıyoruz; şiddet, sürekli bir anomi olarak üretiliyor. Popüler kültürde çok yaygın imgelere sahip olan şiddet olgusu, her türlü yazılı/görsel metinde, birer eğlence ve tüketim aracı olarak kullanılabiliyor. Bu yüzden şiddet artık başıboştur ve belki bir sonraki kurbanın kim olacağının fazlaca bir önemi kalmamıştır.

Şiddet olgusu, siyasal çıkar doğrultusunda, “haklı” ve “haksız” şiddet diye, ikiye de ayrılabiliyor. Tarihte örneği çoktur, bu durumun.. Ülkemizin yakın tarihinden örnek vermek de mümkün.. Böyle bir durumda, kimin kime şiddet uyguladığı temelinde, öldürme eylemi de olumlanabiliyor. Edebiyat ahlakı açısından, şiddet kurbanının, “doğru” safı mı, “yanlış” safı mı temsil ettiğini, kurbanın kimliği üzerinden tartışmanın, hiçbir anlamı olamaz. Neye bağlanırsa bağlansın, her türlü şiddet, her durumda haksızdır; her türlü güç kullanmak, her durumda yanlıştır. Değilse, saldırganlığı, yıkıcılığı, kaba kuvveti yasallaştırmanın sonsuz olanaklarına müdahale edilemez. Bir insanın, acımasızca ve alçakça öldürülüşü de, bu sayede normalleşebilir. Şiddeti uygulayanlar, niyetlerini ve hedeflerini, kendi politikaları doğrultusunda, diledikleri gibi “mistifiye” edebilirler. Oysa edebiyat, kökeni, rengi, ırkı, dili, dini ve cinsiyeti ne olursa olsun, insan’dan, onun yaşama hakkından yana tavır almalıdır. Has edebiyatın ve has edebiyatçının tavrı, bu olmalıdır.

İşte bu sürece yazılı kültürün müdahalesi “nasıl” olmalı? Şiddetin toplumsal dili, edebiyatın karşı diliyle ”nasıl” kırılmalı? Nasılları artırmak olası.. Ve bütün bunları, hiçbir görünür “saf”ta yer almadan, hiçbir hazır “yanıt”a eklemlenmeden, edebiyatın kendi özgül zemininde kalarak, kendi özgül diliyle tartışabilmeliyiz. Ortalık yerdeki bu kamusal görünüme estetik müdahaleye, öncelikle, kendimizle yüzleşmekle, daha yerinde bir ifadeyle de, kendimize ayna tutmakla başlamalıyız.

Bu çerçevede, “ne yapmalı?” da, “nasıl bir edebiyat yapmalı?”ya dönüştürülebilir, rahatlıkla... Olacaksa eğer, tartışmalı toplantılarımızın öncelikli gündem maddesi, bu olsun! Savaşın, şiddetin, cinayetin, lincin, zulmün olmadığı bir dünyaya duyduğumuz hasreti, tercüme değil, asli yazımızla dile getirelim; barış içinde bir arada yaşama kültürünü tehdit eden her türlü girişime, insan hayatı ve insan onuru adına karşı çıkmanın, etik olanaklarını çoğaltalım. Ne tür yazılar, siyasal gündeme olumlu anlamda etki edebilir, örneğin, ortalama insanımızın şiddet algısını olumlu anlamda dönüştürebilir, bütün bunları ürün düzeyinde düşünelim ve en önemlisi, ortak paydalarımızı belirleyelim.

Sevgili üyeler,
1100 üyelik bir birikime dayanan Edebiyatçılar Derneği’nde, çok geniş bir skalada, sol’un her çizgisinden –komünist’inden sosyal demokrat’ına, sosyalist’inden Kemalist’ine v. b.- onlarca üyemiz yer alıyor. Öncelikli sorun, tüm bu üyeleri, yukarda anlatmaya çalıştığım ortak bir paydada birleştirmek, daha alçakgönüllü yazarsak, bir arada tutmak... Ortak payda için aradığımız değerlerin, öncelikle insan hayatı ve insan onuru olduğunu, altını çizerek bir kez daha belirtiyorum. Bu değerlerin saldırı altında oluşu, yeterince ortak bir paydadır, kanısındayım.

Edebiyatçılar Derneği’nin, yaşanılan tarihe, yaşanılan topluma müdahale etmek anlamında bir işlevinin olduğu açık... Ancak müdahale, kültürel, sanatsal, edebi bir “zemin”den yapılmalı; hiçbir fark ve ayrım ortaya koymadan, siyasal yapıların bilinen anlayışlarıyla, alışıldık yöntemleriyle, tercihli diliyle kendini ilişkilendirmesi beklenmemeli, bir yazar örgütünden…

Örgütlü ve ya örgütsüz her edebiyatçı, kendini sorunun bir parçası olarak görmeli... Yoksa, örgüt yöneticilerinin üyeler adına sorumluluk almalarıyla, üyelerin bütününü kapsadığı varsayılan temsil yetenekleriyle, tüm bu sorunlar kısa vadede çözülmüyor, ne yazık ki…

Özgürlüklerimiz için bir örgüt ne kadar gerekli, ne denli sahip çıkıyoruz, ne ölçüde katkı sağlıyoruz? Yöneticilik hayatım, kısaca özetlemeye çalıştığım örgütlülük bilincini, dernek üyesi arkadaşlarla paylaşmak kaygısıyla geçip gidiyor. Halen, bir arpa boyu yol aldığımızı, açık yüreklilikle itiraf etmeliyim. Son dönemde, ilkin ve öncelikle, örgüt içi demokratik karar mekanizmalarına bir geçerlilik kazandırmak çabası içindeyiz. Külfetli ama gerekli bir çaba… Adına, her nasılsa “ortak” denilen kurumsal bir basın açıklaması yapmanın yolu yöntemi bile, tüm üyeleri konuyla ilgili bilgilendirmeyi gerektiriyor. Günümüzde, özellikle internet ortamında iletişim olanakları alabildiğine arttı, bu olanağı kullanmak açısından, ciddi bir çabamız var. Yaklaşık, 600 üyemizle, e-posta adresleri üzerinden günübirlik iletişim halindeyiz. Ancak, üyelerimizin büyük çoğunluğunun, sessiz ve saklı kalmayı yeğledikleri de açık… Sözgelimi, ivedilikle yapılması gereken basın duyurularının, işbilir yöneticiler eliyle kotarılmasının sakıncalarını üyelerimizin anlaması gerekir. Ortak paydayı, olabildiğince çok sayıda üyenin katılımıyla oluşturmanın, başkaca bir usul ve erkanı, şimdilik yok! Gerek temsil, gerek yetki, yöneticiler ve üyeler arasındaki örgüt içi demokratik karar mekanizmalarına, bir “işlerlik” kazandırmakla olanaklı…

Örgüt içerisinde, birer üye olarak, hangi siyasal anlayışa yakın olursak olalım, bu anlayışımızı, edebiyatçı kimliğimizin önüne almamak zorundayız. Ve örgüt bünyesinde, birer yönetici olarak, hangi siyasal anlayışa yakın olursak olalım, bütünleştirici, birleştirici, dayanışmacı bir yaklaşımı egemen kılmak durumundayız. Böylesi bir kabul, karşılıklı olarak kişilik haklarımıza saygı duymaya dayanır ve fazlasıyla gereklidir.

Sevgili arkadaşlar,
Bu konuşmayı, Edebiyatçılar Derneği genel başkanı kimliğimle yaptım. Yarın, bir örgütte “yönetici” hatta “üye” olmayabilirim, ama hep bir “edebiyatçı” olarak kalacağım.

15. Olağan Genel Kurul’umuza katılan bütün üyelerimize saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum.


Gökhan Cengizhan
Edebiyatçılar Derneği Genel Başkanı

GENEL SEKRETERİMİZ REMZİ ÖZMEN'İN, 15. GENEL KURUL'A SUNDUĞU ÇALIŞMA RAPORU

EDEBİYATÇILAR DERNEĞİ'NİN
4 ŞUBAT 2007 – 22 Şubat 2009 DÖNEMİ ÇALIŞMA RAPORU

4 Şubat 2007 tarihinde yapılan 14. Olağan Genel Kurul'da seçilen Genel Yönetim Kurulu ve kendi içinde oluşturduğu Yürütme Kurulu, Genel Kurul sonrası hemen çalışmalarına başlamış, geçmişin birikimlerinden yararlanarak çaba göstermiş, 2 yıl sonra yeniden üyelerimizin karşısına çıkmıştır.

İlk olarak, “yapana/çalışana iş çok” ilkesinden yola çıkarak Derneğin iç düzeninin daha da sağlamlaştırılmasına, Dernek merkezimizin daha da kullanışlı duruma getirilmesine ve temsilciliklerimizin çoğaltılmasına çaba gösterilmiştir.

İkinci olarak üyelerimizin Dernekle olan bağlarını güçlendirmek amaçlanmış, bu doğrultuda üyelerimizin e-posta adresleri derlenmeye çalışılmıştır. Elde edilen sonuçlar, Türkiye geneli ve üç büyük il başlığında gruplandırılmıştır.

Genel Yönetim Kurulumuzun desteğini her zaman yanında bulan Yürütme Kurulu üyelerimiz, işlerinden zaman çalarak, olanaklarını zorlayarak, çabalarını sürdürüp Derneğimizin ulaştığı konumdan geriye düşmemesi için çalışmışlardır.

Ancak, şu konuyu özellikle vurgulamak gerekir: Derneğimizin kamu kaynaklarından yararlanma olanağı, geçtiğimiz iki yıl için pek de olumlu olmamıştır.

Bu durumun da etkisiyle, üyelerimizin, sağduyusuna güvenilerek, “ödentiler” konusunda çalışma başlatılmış, “ödenti verilmez, alınır” ilkesinden yol çıkılmıştır. Çünkü, yıllık ödentimiz, aylık 5 TL, yıllık 60 TL’dir. Özellikle aylık ödenti tutarı düşünüldüğünde, bu unutulabilir bir rakamdır; ancak, yıllık ödenti ödenilemez bir tutar değildir; öteleme açısından bakıldığında 365 gün oldukça uzun bir süredir. Sonuç olarak, hiçbir uyarıya gerek bırakmaksızın ödentilerini düzenli olarak ödeyen üyelerimizin yanı sıra, bu rakamları bile ödeyemeyecek durumda olduğunu bildiren arkadaşlarımız da oldu, oluyor. Bu üyelerimiz dışında, özellikle –deyim yerindeyse- kurucu ya da eski diyeceğimiz üyelerimiz başta olmak üzere çok sayıda üyemizin, e-posta iletisi göndererek / telefon açarak / Derneğe gelerek / bir etkinlikte / yolda vb yerlerde karşılaşma sırasında “iyi ki anımsattınız” demeleri bir yana; bir çok üyemizin de bildirimlerimiz üzerine hemen ya da izleyen günde ya da söz verdikleri tarihte ödeme yapmaları karşısında, umudumuzu sürdürüyoruz. Üzülerek şunu da söylemeliyiz ki, hemen hiç ödeme yapmadığı halde, bildirimimiz üzerine, Dernek üyeliğinden ayrılanların yanı sıra, “Dernekten ayrılmayı ve bunu duyurmayı” adeta bir tehdit unsuru olarak kullanma yoluna giden –az sayıda da olsa- üyemiz olabileceğini de öğrendik.

Etkinliklere katılımcı saptarken, nasıl bir yol izlediğimizi açıklamakta da bir sakınca görmüyoruz. Bu noktada önceliği, Edebiyatçılar Derneği’ni biricik örgütü olarak gören, ödenti borcunu düzenli ödeyen, örgütünü savunan, durumu uygun olan üyelerimize vermeye çalıştık. Ancak, temsilciliklerimizin ya da üyelerimizin doğrudan yerel unsurlarla düzenledikleri etkinliklere katılım konusunda yalnızca yol gösterici, yönlendirici olduk; doğru ve demokratik gördüğümüz için onların inisiyatifine bıraktık. Diğer kurumlarla ve kuruluşlarla ortak düzenlediğimiz etkinliklerde de benzer bir yol izlendiği açıktır.

Şunu hiç unutmayalım; üyelerimiz arasında birbirinden ayrı mesleki geçmişe, siyasal duruşa, sanatsal anlayışa, güncel bakışa sahip arkadaşlarımız var. Bu doğaldır; çünkü bizi bir araya getiren ne bir meslek, ne bir siyasal görüş, ne bir sanatsal anlayış değildir. Bildiğiniz gibi, “Dernek” sözcüğü, “Derneşmek”ten gelir. Bir arada, derli toplu bulunmayı, dayanışmayı çağrıştırır. Özetle bizim örgütlenmemiz etik ağırlıklı bir örgütlenmedir. Bu açıdan bakıldığında doğru soru, Dernek bana ne sağlıyor değil; olsa olsa ben Derneğime, dolayısıyla onun çatısı altında bulunmakta bir sakınca görmediğim, benim gibi edebiyat kaygısı olan arkadaşlarımla neler yapabilirim, neler sağlayabilirim olacaktır. Çünkü ancak çoğaltarak paylaşabiliriz.

Yukarıda da değinildiği gibi, şimdiki Genel Merkezi’mize taşınmamızın amacı, üyelerimizin daha rahat gelip gidebileceği bir yer sağlama kaygısıydı. Genel Merkezimize uğrayan, bizi arayan, gördüğü zaman konuşan üyelerimize her konuda bilgi vermeye, açıklamada bulunmaya, yakınmalarını gidermeye, özetle doğru bilgilere sahip olmalarına yardımcı olmaya çalıştık. E-posta grupları oluşturmamızın nedeni de buydu.
Bu 15. Olağan Genel Kurul’umuzdur. Başta, Derneğimizin kurucu üyeleri ve ilk Genel Başkanı Sayın Ahmet Say olmak üzere, Derneğimize emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

Bir Dernek yaşamında ortaya çıkabilecek tüm olumsuzluklara karşın, 4 Şubat 2007 – 22 Şubat 2009 tarihlerini kapsayan, bu iki yıllık çalışma dönemi büyük bir yoğunlukla geçmiştir. Edebiyatçılar Derneği'nin bu iki yıllık sürede gerçekleştirdiği etkinlikler, kısa özetleriyle başlıklar halinde değerlendirmenize sunulmaktadır.

I- ANKARA’DAKİ ETKİNLİKLERİMİZ
1- 11. Uluslararası Ankara Öykü Günleri

11. Uluslararası Ankara Öykü Günleri, Derneğimiz ve Çankaya Belediyesi işbirliğiyle, 19 – 23 Mayıs 2007 tarihlerinde gerçekleştirildi.

Onur ödülünün değerli öykü yazarımız Osman Şahin’e verildiği, onur konuğu olarak Uluslararası PEN Uluslararası Sekreterliği ve Uluslararası PEN Başkan Yardımcılığı görevlerini sürdüren Joanne Leedom-Ackerman’ın ağırlandığı etkinliğe, yurtiçinden ve yurtdışından çok sayıda yazar katıldı.

Aramızdan ayrılan öykücü Erdal Öz’ün, “Yazar ve Yayıncı Olarak Erdal Öz” başlıklı panelin yanı sıra çeşitli etkinliklerle anıldığı Ankara Öykü Günleri’nde “Roman Yükselirken, Öykü Geriliyor mu?”, “Edebiyat Dergilerinde Öykü”, “Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Öykü” başlıklı paneller de ilgiyle izlendi.

11’inci Uluslararası Ankara Öykü Günleri anısına, Dünya Öykü Günü’nün tarihçesini anlatan “Ankara Öykü Günlerinden Dünya Öykü Gününe / 5. Yılında Dünya Öykü Günü” başlıklı bir kitap da yayınladık.

2- Dünya Öykü Günü Kutlaması
14 Şubat Dünya Öykü Günü; 2007 yılında Derneğimiz ve Maden Mühendisleri Odası işbirliğiyle, 14 Şubat 2007 tarihinde Harb-İş Konferans Salonunda düzenlenen etkinlikle kutlandı. Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Aysu Erden’in açılış konuşması yaptığı, Genel Saymanımız Tekgül Arı’nın, 2007 Yılı Dünya Öykü Günü Bildirisini yazan Nezihe Meriç’i tanıtımıyla başlayan etkinlikte, Onursal Başkanımız Mustafa Şerif Onaran “İlhan Tarus Üzerine Bir Değerlendirme” başlıklı; Genel Yönetim Kurulu Üyemiz Çiğdem Ülker de “Yılın Öykü Değerlendirmesi” başlıklı bildirilerini sundular. Etkinliğe, öykü üzerine iletilerini sunmak üzere Ergun Evren, Seyhan Ecer, Kevser Ruhi, Hasibe Ayten, Tuncer Uçarol, Kemal Ateş, Alper Akçam, Metin Turan, Bilge Öngöre, Mine Hoşcan, Hasan Ali Toptaş, Nurhayat Bezgin, Remziye Arslan, Rezzan Katılmış, Mehmet Murat İldan ve Aslı Solakoğlu çağrılıydı.

2008 yılında, iki ayrı kutlama gerçekleştirildi. Mamak Cumhuriyet Lisesi’nde gerçekleştirilen ve bu Lise öğrencilerinin yanı sıra Yenimahalle 50. Yıl Yetiştirme Yurdundan ve Seyranbağları Yetiştirme Yurdundan katılımın sağlandığı etkinliğe Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Aysu Erden ve Genel Sekreter Yardımcımız Yaşar Bodur katıldı.

2008 yılındaki ikinci etkinlik ise Derneğimiz ve Öykü Teknesi Dergisi işbirliğiyle, Kanguru Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Aysu Erden’in açılış konuşmasıyla başlayan etkinliğe, öykü üzerine iletilerini sunmak üzere Alper Akçam, Hasibe Ayten, Fulya Bayraktar, Aydın Şimşek, Zeynep Sönmez, İlkay Noylan, Erhan Pınarbaşı ve Ü. Gülsüm Bülbül çağrılıydı.

3- Dünya Şiir Günü Kutlaması
Dünya Şiir Günü, tıpkı Dünya Öykü Günü’nde olduğu gibi iki ayrı etkinlikle kutlandı.

Etkinliklerden ilki, Ankara Mamak Anadolu Lisesinde, üyelerimizin yanı sıra öğretmenlerin ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilirken, ikincisi Derneğimiz ve Nikbinlik Dergisi işbirliğiyle Nikbinlik Sanat Evi’nde gerçekleştirildi. Etkinliğe Genel Sekreterimiz Remzi Özmen, Genel Sekreter Yardımcımız Yücel Kayıran ve Ahmet Antmen katıldılar.

4- Genel Merkezimizdeki Söyleşi ve İmza Günleri
Genel Merkezimizin yeniden düzenlediğimiz “Toplantı Salonu’nda söyleşi ve imza günleri gerçekleştirdik. Bu etkinlerin ilkinde, 26 Kasım 2008 tarihinde Derneğimizin kurucularından ve eski başkanlarımızdan Özcan Karabulut; ikincisinde üyemiz Nedime Köşgeroğlu okurlarıyla söyleştiler ve kitaplarını imzaladılar.

5- Diğer Kurumlarla ve Kuruluşlarla Etkinlikler
Genel Merkezimiz, çeşitli kurumlar ve kuruluşlar ile ortak etkinlikler düzenlemeyi bu dönemde de sürdürdü. Bu doğrultuda;

a) Algı Kitabevi ile Cumartesi Söyleşileri’ne bir çok üyemiz katıldı.

b) Küba ve Latin Amerika Halklarıyla Dayanışma Derneği ile, Küba Büyükelçisi Ernesto Gomez Abascal’ın da katıldığı “José Marti’yi Anma” etkinliğine konuşmacı olarak, Yıldırım B. Doğan, Günay Güner ve Orhan Tüleylioğlu katıldı. Orhan Tüleylioğlu, daha sonra Derneğimizce yayınlanan “Savaşçı ve Şair; José Marti” kitabını imzaladı.

c) Darbe Karşıtı Platform ve Deliler Teknesi Dergisi ile, 14 Eylül 2007 tarihinde düzenlediğimiz “12 Eylül’ün Edebiyatımıza ve Sanatımıza Etkileri” başlıklı panelin konuşmacıları ise Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan, GYK üyemiz ve Deliler Teknesi Editörü Aydın Şimşek ve yine GYK üyemiz Selma Ağabeyoğlu idi.

d) Konak Belediyesi, Türkiye PEN Merkezi ve Türkiye Yazarlar Sendikası ile birlikte 17 Mart 2008 tarihinde düzenlediğimiz etkinlikle değerli eleştirmen Mehmet H. Doğan’ı andık.

e) 1 Temmuz 2007 tarihinde, Türkiye PEN Merkezi, Türkiye Yazarlar Sendikası, Yurtsever Cephe, Divriği Kültür Derneği ve Pir Sultan Abdal Kültür ve Dayanışma Derneği birlikte İstanbul’da Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen "93 Sivas. 14 Yıl Sonra” başlıklı etkinlik ile, yakın tarihimizin en acı olaylarından “Sivas Katliamı”nda yakılan arkadaşlarımızı unutmadığımızı gösterdik.

f) Genel-İş Sendikası’nın yayın organı Emek Dergisi’ne “Emek ve Sanat” eki hazırlamayı bu dönemde de sürdürdük. Bu arada şunu da anımsatmak isteriz; 27 Temmuz 2007 günü, Genel-İş Sendikası Genel Başkanı ve Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) Genel Başkan Yardımcısı değerli dostumuz Mahmut Seren’i kaybettik. Emekçi halkın eşitlik ve özgürlük savaşımında görevi başında kalp krizine yenik düşen Mahmut Seren, “Abdullah Baştürk İşçi Öyküleri Yarışması”nın büyük destekleyicisi, Genel-İş Emek Bülteni içinde Derneğimizce hazırlanan Emek ve Sanat Eki’ni çıkarmaya olanak sağlayan aydın bir sendikacıydı.

6- Yaratıcı Yazarlık Atölyesi
Yaratıcı Yazarlık Atölyemiz, yeni bir çalışma izlencesiyle Genel Merkezimizde, birbirinden değerli yazar arkadaşlarımızın özverileriyle çalışmalarını sürdürdü. Atölye katılımcılarımızdan birçoğu çeşitli dergilerde ürünlerini yayımlama olanağı bulurken kitap çıkaranlar da oldu.

7- İletişimin Güçlendirilmesine Yönelik Çalışma
Derneğimizin, üyeleriyle daha kolay iletişim kurabilmesi için öncelikle, üyelerimizin e-posta adreslerinin toplanmasına yönelik çalışmalar yapılmış; toplanan e-posta adresleri, genel ve üç büyük il çevresinde dört grup olarak derlenerek kullanılabilir duruma getirilmiştir.

Bu alanda bir başka çalışmamız, daha kolay uygulanabilir ve daha maliyetsiz olan “blogspot” uygulamasının başlatılmasıdır. Bu uygulama ile, üyelerimiz arasında bir forum ortamı oluşturmayı amaçladık. Altyapı hazırlıklarını tamamlayarak üyelerimizin de katılımını sağlamayı düşünüyoruz.

Bu çalışmalarımız sonucu, bize gelen ürünlerin, kitapların ve dergilerin tanıtımının yanı sıra bize iletilen etkinlik duyurularının üyelerimize kolayca ulaşmasını sağladık.

8- Dayanışma Kokteylleri
Teknoloji istediği kadar gelişsin, yüz yüze iletişim hâlâ en sağlıklı iletişim biçimi olma özelliğini korumaktadır. Birbirimizi daha yakından tanımanın, önümüzdeki sorunları aşmamızda, doğabilecek sorunları kolayca aşmamızda büyük kolaylıklar sağlayacağı, aramızdaki sevgiyi ve saygıyı artıracağı kanısındayız. Ayrıca şunu da unutmayalım ki etkinlikleri, sorunları, yapılanları yapılmayanları ilk ağızdan duymak önemlidir. İşte bu nedenle, üyelerimizin birbirini daha yakından tanıyabilmesi amacıyla da çalışmalar yürüttük. Bu doğrultuda ilk olarak Dernek Genel Merkezimizin, üyelerimizin kitap/dergi okuyabileceği, sohbet edebileceği kısaca daha kullanışlı bir ortam durumuna getirilmesi çabasına ağırlık verdik.

İkinci olarak, Genel Merkezimizde, üyelerimizle ve dostlarımızla buluşmak, birbirimizi daha iyi tanımak, daha iyi anlamak ve güzel anlar yaşamak amacıyla ve imece usulüyle “Dayanışma Kokteyli” adı altında 3 kez yemekli toplantı düzenledik. Yoğun katılımın olduğu bu toplantıların yeni dönemde de sürdürülmesinin yararlı olacağını düşünüyoruz.

II- DİĞER İLLERDEKİ ETKİNLİKLERİMİZ
1- Akyaka Uluslararası Edebiyat Günleri

Derneğimizin, Akyaka Belediyesi ve Muğla Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirdiği ve eşgüdüm çalışmalarını üyemiz Tülay Akkoyun’un yürüttüğü Akyaka Edebiyat Günleri 4 yaşına girdi. Her yıl artan sayıda edebiyatçımızın katıldığı etkinlikte yurtdışından konuklarımızı da ağırlıyoruz.

Bu etkinliğimizin, 25 – 27 Mayıs 2007 tarihinde düzenlenen, Adalet Ağaoğlu’nun onur konuğu olduğu ikincisinde “Modern Türk Edebiyatında Bir Yıldız; Adalet Ağaoğlu”, “Yazarın Coğrafyası, Mekânı, Dili”, “Günlük Basında Edebiyat Ekleri”, “Edebiyatın Cinsiyeti”, “Öykü ve Romanın Gerisinde Kalan Şiir” ve “Taşrada Edebiyat Dergiciliği” başlıklı panellerin yanı sıra okumalar ve söyleşiler yapıldı.

1 – 4 Mayıs 2008 tarihinde düzenlenen üçüncüsünde, adına bir panel de düzenlenen Nezihe Meriç onur konuğu idi. Bu buluşmada “60’lardan 90’lara Şiirimiz”, “90’lardan Günümüze Şiirimiz”, “Öykünün Şimdiki Zamanı” başlıklı panellerin yanı sıra yine okumalar ve söyleşiler gerçekleştirildi.

2- İzmir Öykü Günleri
Derneğimizin, Konak Belediyesi ve Ege Kültür Vakfı ile birlikte gerçekleştirdiği İzmir Öykü Günleri 8 yaşına girdi.

Etkinliğin, 14 – 17 Şubat 2007 tarihlerinde düzenlenen ve Sabahattin Ali, Bekir Yıldız, Erdal Öz, Muzaffer Buyrukçu, Sait Faik Abasıyanık ve Sevgi Soysal’ın anıldığı altıncısında, yakın tarihte yitirdiğimiz Erhan Bener onur konuğumuzdu. Öykü okuma saatleri ve kişisel söyleşilerin yanı sıra “Edebiyatımızda Çocuk Öykücülüğü”, Genç Öykücüler Konuşuyor”, “Öykü Dergiciliğinin Sorunları”, “Günümüz Öyküsüne Eleştirel Bakış” başlıklı panellere çok sayıda üyemiz konuşmacı olarak katıldı..

“Öyküden Sinemaya” başlığıyla 14 – 16 Şubat 2008 tarihlerinde düzenlenen yedincisinde Füruzan onur konuğuydu. Edebiyatçılarımızın eserlerinden sinemaya uyarlanan filmlerin de izleyicilerle buluştuğu etkinlikte, eserleri sinemaya uyarlanmış yazarlarımız ağırlıkta olmak üzere çok sayıda edebiyatçı düşüncelerini paylaştı, öykülerini okudu. “Kitap Ekleri ve Öykü Kitapları”, “Öyküden Sinemaya”, “Neden Öykü: Savur Saçlarını Ege” başlıklı paneller de ilgiyle izlendi.

3- TÜYAP Kitap Fuarları
Derneğimiz, geçtiğimiz dönemde de kitap fuarlarına imza günleri ve panellerle katılmayı sürdürmüştür. Bu doğrultuda;

a) İstanbul Kitap Fuarı:
27 Ekim – 4 Kasım 2007 tarihlerinde düzenlenen ve ana teması “Akdeniz’de Edebiyat; Edebiyatta Akdeniz” olarak belirlenen 26. İstanbul Kitap Fuarı’nda, “Şiirlerle Türk Solu’nun 100 Yılı”, “Bir Yakın Öykü Okuma Çalışması: Atlarını Sürüp Geldiler” ve “Dar Zamanlarda Şiir” başlıklı etkinlikleri düzenledik.
1 – 9 Kasım 2008 tarihlerinde düzenlenen ve ana teması “1968: 40 Yıl Önce, 40 Yıl Sonra” olarak belirlenen 27. İstanbul Kitap Fuarı’nda ise, “Türkiye’deki Çocuk Edebiyatına Bir Bakış”, “Hayatı Şiirle Anlamak” başlıklı etkinlikleri düzenledik.

b) İzmir Kitap Fuarı:
Fuarın, 21 – 29 Nisan 2007 tarihlerinde düzenlenen 12’ncisine “Öykü Yaratım Süreci”, “Sevmek Sanatı ve Kadınlar” ve “Barış İçin Şiirler” başlıklı; 19 – 27 Nisan 2008 tarihlerinde düzenlenen 13’üncüsüne, “1980 Sonrası Kadın Romancılar”, “Medyatik Kültüre Direnen Şiir” ve “Bir Aydınlanma İmecesi: Şeyhoğulları Kütüphaneler Zinciri” başlıklı etkinliklerle katkıda bulunduk.

c) Çukurova Kitap Fuarı:
15 – 20 Ocak 2008 tarihlerinde ilk kez düzenlenen Fuara, “Şiirin Taşra Sıkıntısı”, “Türk Öykücülüğünde Yeni Anlatım Olanakları ve Öykü Geleneğimize Yaklaşımlar” başlıklı panellerin yanı sıra üyelerimizin katıldığı bir şiir dinletisiyle destek verdik.

d) Bursa Kitap Fuarı:
Fuarın, 3 – 11 Mart 2007 tarihlerinde düzenlenen 5’incisinde “Uludağ’ın Öykücüleri”, “Uludağ’ın Şiir Pınarları”, “Uludağ’ın Edebiyat Çınarı: Nadir Gezer” başlıklı; 1 – 9 Mart 2008 tarihlerinde düzenlenen 6’ncısında, Bursa Yazın ve Sanat Derneği ile birlikte “Uludağ’ın Öykü Pınarları”, “Nazım’ın Bursa’sı Bursa’nın Nazım’ı” başlıklı etkinlikleri düzenledik.

III- KATKI SUNDUĞUMUZ ETKİNLİKLER
1- Dursun Akçam’ı Andık

Derneğimizle birlikte, Dursun Akçam Kültür ve Sanat Vakfı, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, Arkadaş Yayınevi, Eğitim-Sen 2 Nolu Şube, Kibatek ve Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı’nın katkısıyla 19 Eylül 2007 tarihinde “Dursun Akçam’ı Anma” etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte Vecihi Timuroğlu’nun yönettiği, Emin Özdemir, Alper Akçam, Metin Turan ve K. Semra Eren’in katıldığı, “Devrimci Kültürümüzde Dursun Akçam’ın Yeri” başlıklı bir de panel yapıldı.

2- Uğur Mumcu Adalet ve Demokrasi Haftası
Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nın düzenlediği “Adalet ve Demokrasi Haftası” etkinliklerinin 15’incisine, Tuncer Uçarol’un yönettiği ve Özgen Seçkin, Yücel Kayıran Süreyya Karacabey’in katıldığı “Mutsuzluk Ekseninde Edebiyat” başlıklı panelle; 16’ncısına ise, Özgen Seçkin, A. Kadir Paksoy, Selma Ağabeyoğlu, Arzu Alır, Gökhan Cengizhan, Ahmet Antmen, Bilge Öngöre, Ali Rıza Kars, Metin Turan ve Neşe Ersoy’un katıldığı “Barış, Emek ve Özgürlük Şiirleri” başlıklı bir şiir etkinliğiyle katkı sunduk.

3- Uluslararası İstanbul Beyoğlu Şiir Festivali
Derneğimiz, başkanlığını üyemiz Salih Zeki Tombak’ın yaptığı Tarih ve Toplum Bilimleri Enstitüsü (TTBE) ile Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen Uluslararası İstanbul Beyoğlu Şiir Festivali’nin (Şiiristanbul’un) içeriğinin belirlenmesine ve hazırlanmasına önemli katkılarda bulundu.

IV- KATKI SUNDUĞUMUZ YARIŞMALAR
1- Abdullah Baştürk İşçi Edebiyatı Yarışması

Derneğimizin, Genel-İş Sendikası ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) eski Genel Başkanı Abdullah Baştürk’ün anısına, Baştürk ailesi ve Genel-İş Sendikası ile birlikte düzenlediği yarışmanın 5’incisi 2007 yılında yapıldı. Yarışmanın yürütülmesini sağlayan Tuncer Uçarol, yarışmaya gönderilen öyküleri yine büyük bir titizlikle kitaplaştırdı.

Yarışma 2008 yılında ise “Abdullah Baştürk İşçi Edebiyatı Yarışması” adı altında ve diğer edebiyat türlerine de açılarak basılmış kitapla katılınan bir biçime dönüştürülerek yapıldı. Ödüller “2008 Yılı Abdullah Baştürk’ü Anma, İşçi Edebiyatı Yarışması Ödül Töreni Günleri” çerçevesinde verildi. İlk günkü etkinlikte, Tuncer Uçarol’un yönettiği “Edebiyat ve Sanatta işçiler” başlıklı panelde, Prof. Dr. Ahmet Makal “Çalışma Yaşamı, İşçiler ve edebiyat”, Prof. Dr. Gürhan Fişek “Çocuk Emeği ve Sanat” başlıklı bildirlerini sundular. Necati Tosuner, Remzi İnanç ve Özgen Seçkin ödül alan yapıtları değerlendirdiği etkinlikte ödül alan yazarlarımız birer konuşma yaptı. Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan’ın da bir konuşma yaptığı ikinci günkü etkinlikte, Tuncer Uçarol, yarışmanın başından bu yana serüvenini anlatırken, Prof. Dr. Mümtaz Soysal “Baştürkler Çoğalmalı” başlıklı bildirisini sundu.

2- Madenci Öyküleri Yarışması
Maden Mühendisleri Odasının, 2007 yılında ilk kez düzenlediği “Madenci Öyküleri Ödülü”nün oluşturulmasına ve yürütülmesine katkı sunduk. Yarışmanın ödülleri, 1 Aralık 2007 tarihinde Dünya Günü nedeniyle düzenlenen yemekli toplantıda sahiplerine verildi. Yarışmaya gönderilen öykülerden seçilenleri Genel Saymanımız Tekgül Arı kitaplaştırılıyor...

V- TEMSİLCİLİKLERİMİZİN ETKİNLİKLERİ
1- Adana Temsilciliğimiz,
Dünya Öykü Gününü, Adana temsilcimiz ve Özgür Pencere Sanat ve Edebiyat Derneği Başkanı Şebnem Sema Tuncel”in girişimiyle, Türkiye PEN Merkezi Adana Temsilciliği ve Özgür Pencere Edebiyat ve Sanat Derneği ile ortaklaşa, öykü yazan çocuklarla birlikte okulları ziyaret ederek kutladı.

2- Antakya Temsilciliğimiz, 14 Şubat 2007 tarihinde temsilcimiz Yaser Bereketoğlu’nun açılış konuşmasını yaptığı ve Antakya’da yaşayan üyelerimizin katıldığı Dünya Öykü Günü etkinliğini gerçekleştirdi.

3- Bartın Temsilciliğimiz, Dünya Şiir Günü’nü, temsilcimiz Keramettin Çetin’in girişimiyle ve Atatürkçü Düşünce Derneği Bartın Şubesi’nin katkısıyla Bartın’da; Eğitim-Sen Temsilciliğinin desteğiyle de Amasra’da kutladı.

4- Bursa Temsilciliğimiz, aynı zamanda Bursa Yazın ve Sanat Derneği’nin de başkanı olan temsilcimiz Şaban Akbaba’nın önderliğinde düzenlenen etkinlikle Dünya Öykü Günü’nü kutlarken BUYAZ 2007 Yılı Onur Ödülü Talip Apaydın’a verildi.

5- Diyarbakır Temsilciliğimiz, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ve temsilcimiz Muharrem Erbey’in de açılış konuşması yaptığı Diyarbakır Öykü Günleri çerçevesinde Dünya Öykü Günü’nü kutlamayı sürdürdü.

6- Eskişehir Temsilciliğimiz, temsilcimiz Zehra Çam’ın girişimleriyle bu dönemi de etkin geçirdi. Eskişehir Gelişim Vakfı’nın (EGEV’in) de katkısıyla, çeşitli yazarlarımızın ve şairlerimizin katıldığı söyleşilerin yanı sıra Dünya Öykü Günü’nü ve Dünya Şiir Günü’nü de düzenlediği etkinliklerle kutladı.
Temsilcimiz Zehra Çam ile üyemiz Şükran Kara’nın birlikte düzenlediği, 2008 yılı kutlamalarında konuğumuz Erendiz Atasü idi. Eskişehir’de yaşayan öykücülerin bildirilerinin okunmasından ve “Erendiz Atasü Öykücülüğü” başlıklı söyleşiden sonra Atasü ile “Taş Üstünde Gül Oyması” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirildi.

7- Mersin Temsilciliğimiz, Dünya Öykü Günü’nü, Mersin Temsilcimiz Mehmet Hameş’in yaptığı “Dünya Öykü Günü Çukurova Etkinliği” adı altında, çevre illerden gelen öykücülerin katılımıyla kutladı.
Mersin Temsilciliğimiz, Dünya Şiir Günü’nü de, yine temsilcimiz Mehmet Hameş’in girişimi ve yine çevre illerden gelen şairlerimizin katılımıyla “Dünya Şiir Günü Çukurova Etkinliği” adı altında kutladı.
Temsilciliğimiz, Aslanköy Dayanışma ve Kültür Derneği işbirliğiyle örnek bir etkinliği de Toroslar’ın doruğundaki Aslanköy’ün İlköğretim Okulu’nda gerçekleştirdi.

8- İzmir Temsilciliğimiz, başarıyla yürüttüğü İzmir Öykü Günleri’nin yanı sıra yeni bir gelenek de başlattı. Temsilcimiz Ferda İzbudak Akıncı’nın önderliğinde, İzmir’de ve çevre illerde yaşayan üyelerimizin, yeni çıkan kitaplarının dönemsel olarak tanıtımı amacıyla planlanan etkinlikleri “Güz Kitapları”, “İlkbahar Kitapları”, “Kış kitapları” başlığı altında gerçekleştirdi.
İzmir Temsilciliğimiz ayrıca çeşitli söyleşilerle de dönemi etkin bir biçimde tamamladı.

9- Yalova Temsilciliğimiz, temsilcimiz Nuri Taner’in girişimiyle, bu ilimizde yaşayan şairlerimizin katılımıyla, Dünya Şiir Günü’nü, Orhangazi Avrasya Vakfı ile ortaklaşa olarak, 21 Mart 2008 tarihinde Orhangazi’de kutladı.

10- Almanya Temsilciliğimiz, geçtiğimiz dönemde yeniden yapılandırıldı. Yeni temsilcimiz, Öz Yapım / Havuz Yayınları yöneticisi Nida Öz ile birlikte Almanya’daki çalışmalarımızı hızlandırdık. İlk olarak, Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan ve temsilcimiz Nida Öz”ün, Almanya’nın 4.000 kayıtlı üyesi bulunan yazar örgütü Alman Yazarlar Birliği (Verband Deutscher Schriftsteller-VS in ver.di) Başkanı İmre Török ve diğer yetkililerle yaptığı görüşmeler sonucunda işbirliği yapma kararı aldık. Bu işbirliği girişimi sonucunu hemen verdi.
15 – 19 Ekim 2008 tarihlerinde düzenlenen Frankfurt Kitap Fuarı öncesinde, 2008 Frankfurt Kitap Fuarı “Onur Konuğu Türkiye” Ulusal Yürütme Komitesi’nin desteği ve Alman Yazarlar Birliği ile Öz Yapım / Havuz Yayınları’nın katkısıyla, Almanya’nın Berlin, Hamburg, Köln ve Darmstad illerinde etkinlikler düzenledik. Bu doğrultuda;
5 Eylül 2008 tarihinde Hamburg’da, “İçimizdeki Yaban(cı)” başlığı altında, Cezmi Ersöz, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Nida Öz ile Alman Yazarlar Birliği Hamburg Bölge Başkanı Dr. Reimer Eilers, Gino Leineweber, Emina Kamber’in katıldığı bir etkinlik düzenledik.
9 Eylül 2008 tarihinde, Alman Yazarlar Birliği Başkanı İmre Török’ün yönettiği, Birlik üyesi Charlotte Worgitzky, Anja Tuckermann, Horst Bosetzky ile Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan, Genel Sekreter Yardımcımız Yücel Kayıran ve Mehmet Yaşın’ın katıldığı “Karşılaşmalar” başlıklı etkinliği Berlin’de gerçekleştirdik.
12 Eylül 2008 tarihinde “Şiir Büyük Bir Coşkudur” başlığı altında Köln’de gerçekleştirdiğimiz, Köln’lü yazar Margit Haehner tarafından yönetilen etkinliğe Orhan Alkaya, Turan Koç, Akif Kurtuluş, Nida Öz ile Birlik üyesi Isolde Ahr ve Andreas Rumler katıldı.
20 Eylül 2008 tarihinde Darmstad’ta düzenlediğimiz etkinliğin teması “Bugünkü Türk Edebiyatı: Yol İşareti; Servi Ağacı” idi. Etkinliğe Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan, Cengiz Bektaş, eski başkanlarımızdan Çetin Öner, Yavuz Bülent Bakiler ile Alman Yazarlar Birliği Hessen Bölge Başkanı Alexander Pfeiffer, Dr. Monika Carbe, Prof. Dr. Jens Peter Laut katıldılar.

VI- ULUSLARARASI ETKİNLİKLERİMİZ
Yönetim Kurulumuz, olanaklarının elverdiği ölçüde uluslararası ilişkilere önem vermeyi sürdürdü. Bildiğiniz gibi, 2004 yılından bu yana, “Komşu Edebiyatlarla Buluşma” adını verdiğimiz bir bakış açısını yaşama geçiren Derneğimiz, Arap Yazarlar Birliği, Filistinli Gazeteciler ve Yazarlar Birliği, Ukrayna Yazarlar Birliği, Belarus Yazarlar Birliği, Azerbaycan Yazarlar Birliği ve Bosna-Hersek Yazarlar Derneği ile karşılıklı işbirliği antlaşmaları imzaladı. Bu antlaşmalar sonucu, çok sayıda arkadaşımız yurtdışı etkinliklere katılırken birçok yabancı konuğu da ülkemizin değişik yerlerinde ağırlamayı sürdürdük. Bu konuklar arasında, ABD’den Joanne Leedom-Ackerman, Kanada’dan Aline Apostolska, İsveç’ten Peter Curman, Makedonya’dan Kata Kulavkova, Biba İsmail, Ferid Muhic, Suriye’den Hammud El Musa,, Macid El Uvayyid, Bessam El Bileybil de bulunuyordu. Bu doğrultuda gerçekleştirdiğimiz uluslararası etkinliklerimizin başlıcaları aşağıdadır:

1- Abdülselam El Uceyli Roman Festivali
Bildiğiniz gibi, Ağustos 2006 tarihinde Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan ile Suriye Kültür Bakanı Riyad Nasaan Ağa arasında yapılan görüşmede, iki ülke edebiyatçılarının karşılıklı işbirliği konusunda görüş birliğine varılmıştı. Bu işbirliği çerçevesinde, Suriye’nin ve Arap dünyasının, 2006 yılında ölen önemli romancısı Abdülselam El Uceyli adına düzenlenen roman festivaline 2005 yılından bu yana katılıyoruz. Bu doğrultuda;
11-14 Kasım 2007 tarihlerinde düzenlenen “3. Abdülselam El Uceyli Roman Festivali”ne, Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan’ın başkanlığında Osman Şahin, Meltem Arıkan, Fatih Atila, Zeynep Aliye ve Bereket Kar’dan oluşan bir heyetle katıldık. Heyetimiz, “Türk Romanı” üzerine düzenlenen bir oturumda bildirilerini sunduktan sonra, başkent Şam’a geçerek Devlet Başkan Yardımcısı Necah Attar ile görüştü.
Etkinlik bitiminde, Arap Yazarlar Birliği Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Cuma’nın, Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan’a verdiği plakette şunlar yazıyordu: “Suriye ve Türkiye halkları arasındaki kültürel ve edebi dostluğa saygıyla.”
2 – 4 Aralık 2008 tarihlerinde düzenlenen “3. Abdülselam El Uceyli Roman Festivali”ne, Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan’ın başkanlığında Tülay Akkoyun, Zeki Tombak ve Bereket Kar’dan oluşan bir heyetle katıldık. Etkinlikte Zeki Tombak, “Türk Edebiyatında Komplo Romancılığı”; Tülay Akkoyun “Küreselleşen Dünyanın Türk Edebiyatına Yansıması” başlıklı bildirilerini sunarken Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan yazarlarımızla yapılan oturumun yöneticiliğini üstlendi.

2- Gazze Saldırısını Kınamak İçin Sınırdaydık
Türkiye PEN Merkezi ile birlikte, İsrail devletinin Filistin'e ve Gazze'ye saldırısını protesto etmek ve Filistin halkıyla dayanışmak amacıyla 22 Ocak 2008 tarihinde Suriye’ye geçtik. Suriye’nin başkenti Şam’da Arap Yazarlar Birliği Başkanı Dr. Hüseyin Cuma ve diğer yönetim kurulu üyeleriyle görüştükten sonra Suriyeli ve sürgündeki Filistinli gazeteci-yazar örgütleriyle birlikte, İsrail sınırındaki Kuneytra kasabasına giderek, İsrail devletinin uyguladığı soykırım politikasını kınadık.
Aynı gün, akşam saatlerinde, Şam'da bulunan, Muhayyem Yerduk Filistin mülteci mahallesine gittik ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin (FHKC) Cafra Gençlik Merkezi'ni ziyaret ettik. Burada, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Politbüro Üyesi ve Dış İlişkiler Şefi Ebu Ahmet Fuad ve Filistinli Gazeteciler-Yazarlar Birliği Başkan Yardımcısı Tahsin Halebi ile görüştük.
Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan, Türkiye PEN Merkezi Genel Sekreteri Sabri Kuşkonmaz, Türkiye Yazarlar Sendikası 2. Başkanı Mustafa Köz, Türkiye PEN Merkezi Hapisteki Yazarlar Komitesi Başkanı ve üyemiz Halil İbrahim Özcan, Tarih ve Toplum bilimleri Enstitüsü Başkanı ve üyemiz Zeki Tombak, Antakya Temsilcimiz Murat Altunöz’ün yanı sıra üyelerimiz Remzi Karabulut, Ali Rıza Kars, Yusuf Kaptan, Arzu Alır, Özgür Ovacık, Süreyya Filiz katılımcılar arasındaydı.

3- 46’ncı Saraybosna Şiir Günleri
Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan, 9-15 Mayıs 2007 tarihlerinde, Bosna-Hersek Yazarlar Derneği’nce düzenlenen “46’ncı Saraybosna Şiir Günleri”ne, çağrılı olarak katıldı. Cumhuriyetimizin ilk dönemi şiirine oranla, sonrası dönem şiirimizin daha az tanındığı Bosna-Hersek’te, bu katılım, ülkemiz adına, şiirimizdeki gelişmeleri tanıtma açısından önemli bir fırsat oldu.

4- 11’inci Tetova Şiir Festivali
18 – 21 Ekim 2007 tarihleri arasında, Makedonya’nın Tetova kentinde düzenlenen Şiir Festivaline, çağrılı olarak Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan ile üyemiz ve Türkiye PEN Merkezi Hapisteki Yazarlar Komitesi Başkanı Halil İbrahim Özcan katıldı.

5- 4’üncü Rakka Şiir Festivali
7 - 12 Nisan 2008 tarihleri arasında, Suriye'nin Rakka kentinde yapılan ve 20 ülkeden 40 şairin buluştuğu 4. Rakka Uluslararası Şiir Festivali’nde üyelerimiz Adil Okay, Ayşegül Tercan ve Bereket Kar’dan oluşan bir heyetle katıldık.

6- Suriye Büyükelçisiyle Görüşme
Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan ile Genel Sekreterimiz Remzi Özmen, 7 Kasım 2007 Çarşamba günü Suriye Büyükelçiliğini ziyaret ederek, Büyükelçi Dr. Khaled Raad ile bir görüşme yaptı. Suriye’nin Rakka kentinde, 11-14 Kasım 2007 tarihlerinde düzenlenecek olan ve ülkemizden romancıların da katılacağı “3. Abdulselam El Uceyli Roman Festivali” öncesinde yapılan görüşme dostane bir ortamda geçti.

7- Belarus Büyükelçisiyle Görüşme
Genel Başkanımız Gökhan Cengizhan, 8 Eylül 2007 tarihinde, Belarus Cumhuriyeti Büyükelçisi Natallia Zhylevich’le bir görüşme yaptı. Büyükelçinin çağrısı üzerine gerçekleşen toplantıda, Belarus ve Türk yazarların olası buluşmaları ve işbirliği olanakları üzerinde duruldu.

8- Arap Yazarlar Birliği ile 2008 – 2010 Yıllarını Kapsayan Kültür Antlaşması
Derneğimizce, Arap Yazarlar Birliği ile imzalanan “Kültür Antlaşması”nın süresi 2010 yılına dek uzatılmıştır. Bu antlaşma kapsamında çok sayıda üyemiz Arap ülkelerindeki etkinliklere; çok sayıda Arap yazar da ülkemizdeki etkinliklere katılma olanağı bulmuştur. Önceki antlaşmalarımıza uygun ve başarıyla yürüyen ilişkilerimizin yeni dönemde de aynı biçimde yürütüleceğine inanıyoruz.
Arap Yazarlar Birliği ile Edebiyatçılar Derneği'nin
2008-2010 Yıllarını Kapsayan Kültür Antlaşması

Taraflar kendi halklarına karşı taşıdıkları sorumluluktan hareketle, Türk ve Arap halkları arasında, geçmişten bu yana var olan kültürel ilişkileri geliştirmek ve sağlamlaştırmak, iki halkın kültürünü, sanatını, edebiyatını karşılıklı olarak tanımak ve tanıtmak amacıyla, aşağıdaki konularda anlaşmışlardır.
Madde 1- Taraflar, uluslararası toplantılarda (kongre, konferans vb.) insani değerlere, adalete ve barışa hizmet edecek düşünceleri yaymak için tüm güçlerini kullanarak ortak çaba sarf edeceklerdir.
Madde 2- Taraflar, kendi adlarına yayınladıkları dergilerden beşer (5) adedi, kendi adlarına bastıkları kitaplardan ikişer (2) adedi, karşılıklı olarak birbirlerine göndereceklerdir. Ayrıca, taraflar arasında, bilgi alışverişi için gerekli ortam yaratılacak, düzenli bilgi ve belge değiş tokuşu sağlanacaktır. Her iki taraf da, ülkelerin ilgili yasaları çerçevesinde, birbirlerinin edebiyatını kendi ülkesinde tanıtmaya çalışacaktır.
Madde 3- Taraflar, her yıl birbirlerine en az bir heyet göndereceklerdir. On günlüğüne, 2 ya da 3 kişiden oluşacak bu heyet, kültürel etkinliklere (seminer, panel, buluşma vb.) katılmak amacıyla diğer taraf ülkeye konuk olacaktır. Yol giderleri gönderen tarafa, konaklanma ve ağırlanma giderleri ile iç ulaşım karşılayan tarafa ait olacaktır.
Madde 4- Taraflar, kendi dergilerinde, diğer ülkenin edebiyatı hakkında hazırladıkları çeviri dosyaları yayımlayacaklardır.
Madde 5- Her iki taraf, üyelerinin özel ziyaretleri durumunda, karşı tarafın üyesine elinden gelen tüm kolaylığı gösterecektir. Üyelere, bağlı bulundukları kurumdan aldıkları kimlik ya da görev belgelerini ibraz etmeleri koşuluyla, maddi yardım hariç, her türlü kolaylık sağlanacaktır.
Madde 6- Bu antlaşmanın süresi üç yıldır. Bir taraf, diğer taraftan antlaşmanın iptalini ya da değişikliğini talep etmedikçe, kendiliğinden yenilenmiş olacaktır.
15.11.2007, Şam /Suriye
Dr. Hüseyin Cuma Gökhan Cengizhan
Arap Yazarlar Birliği Başkanı Edebiyatçılar Derneği Genel Başkanı

VII- DİĞER YAZAR ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLERİMİZ
Derneğimiz, geçtiğimiz dönemde de ülkemizin diğer yazar örgütleriyle yakın ilişkisini sürdürdü. Türkiye PEN Merkezi ve Türkiye Yazarlar Sendikası ile ortak toplantılar ve basın açıklamaları yapıldı. Bu doğrultuda;

1- Dünya Barış Günü Kutlandı
Dünya Barış Günü, Barış Derneği, Edebiyatçılar Derneği, Türkiye Pen Merkezi ve Türkiye Yazarlar Sendikasının ortaklaşa düzenlediği etkinlikle İstanbul’da Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde, 31 Ağustos – 1 Eylül 2007 tarihlerinde kutlandı.

2- Ortak Açıklamalarımız
Derneğimiz, diğer iki yazar örgütümüz Türkiye PEN ve Türkiye Yazarlar Sendikası ile birlikte, “Laiklik, fikir özgürlüğünün ve özerk sanatın vazgeçilmez bir öncülüdür.”başlıklı, “’YouTube” ve Demokrasi Korkusu” başlıklı ve “Türkiye’nin Yazarları 1 Eylül Dünya Barış ve Emek Günü İçin Eylemde!” başlıklı bildirilerini; yine bu iki yazar örgütünün yanı sıra Türkiye Yayıncılar Birliği’nin de katılımıyla, bir gazetenin, “gerçek yazarı” belli olmayan cinsel bir metnin yazarının üyemiz Enis Batur olduğu yönündeki gerçek dışı yayınını kınayan bildirileri imzaladı.

Genel Yönetim Kurulu adına
Remzi Özmen
Genel Sekreter